Finans – Mar a Lago Accord?


Ortalıkta bir Mar-a-Lago Accord konsepti dolaşıp duruyor, giderek daha çok duyar hale geldim. Uzun uzun açıklamak yerine, Grok’a açıklattım.

Okuyup bir kenara koyalım, kim bilir belki ileride lazım olur.


-Grok –

(Döviz piyasaları açısından Mar-a-Lago anlaşması ne ifade eder?)

Para birimleri bağlamında, Mar-a-Lago Anlaşması muhtemelen Amerikan dolarının değerini kasıtlı olarak düşürerek ABD imalatını ve ihracatını artırmayı hedefleyecektir. Trump uzun süredir doların “çok güçlü” olduğundan şikayet ediyor; bu durumun ABD mallarını küresel pazarda daha az rekabetçi hale getirdiğini ve 2024’te rekor 1,2 trilyon dolara ulaşan ticaret açıklarına katkıda bulunduğunu savunuyor. Güçlü bir dolar ithalatı ucuzlatırken ihracatı pahalı hale getirir. Bu nedenle, fikir, Çin, Japonya, Euro Bölgesi gibi büyük ticaret ortaklarıyla doların onların para birimleri karşısındaki değerini düşürecek şekilde bir döviz kuru ayarlaması için müzakere yapmaktır.

Şu şekilde işleyebilir:

Koordineli Para Değeri Düşürme: ABD, diğer ülkelerin para birimlerinin (örneğin euro, yen veya yuan) dolara karşı değer kazanmasına izin vermesini isteyebilir; bu, döviz piyasalarına müdahale veya faiz oranları gibi politikalarla gerçekleşebilir.

Gümrük Vergileriyle Baskı: Trump, tarifeleri bir koz olarak kullanarak diğer ülkeleri işbirliğine zorlayabilir ve currency ayarlamaları karşılığında tarife indirimleri sunabilir.

Borç Yeniden Yapılandırma Bağlantısı: Bazı öneriler, bunu Japonya ve Çin gibi ülkelerin elindeki ABD borcunun yeniden yapılandırılmasıyla ilişkilendiriyor; kısa vadeli Hazine tahvillerini 50 veya 100 yıllık sıfır kuponlu tahvillere çevirerek kısa vadeli borçlanma maliyetlerini düşürmek ve dolaylı olarak doların değerini zayıflatmak mümkün olabilir.

Bu kavram, Trump’ın ekonomi danışmanı Stephen Miran gibi isimlerin fikirlerinden doğuyor; Miran, doların “sürekli aşırı değerlenmesinin” ABD sanayi rekabetçiliğine engel olduğunu savunuyor. Ayrıca Zoltan Pozsar gibi isimler, altın veya dijital para birimleri gibi unsurları içeren daha geniş bir küresel finans değişimi öngörüyor. Ancak bu henüz gerçekleşmiş bir anlaşma değil—bugünün karmaşık küresel ekonomisi, merkez bankalarının bağımsızlığı ve özellikle Çin ile jeopolitik gerilimler nedeniyle uygulanabilirliği tartışılıyor.

Zayıf bir dolar, ABD ihracatını ucuzlatıp daha cazip hale getirebilir, ancak ithalat maliyetlerini artırarak enflasyonu yükseltebilir. Riskler arasında, ABD borcuna veya doların dünya rezerv para birimi statüsüne olan güvenin sarsılması var. 4 Mart 2025 itibarıyla bu, Wall Street’te ve ekonomi yorumlarında konuşulan, ancak somut bir uygulaması olmayan hipotetik bir çerçeve. Bunu, küresel para birimi dinamiklerini ABD lehine yeniden dengelemek için cesur, henüz test edilmemiş bir fikir olarak görebilirsiniz.

Kaynak: https://x.com/Dragonomi/status/1896880358513410117

Anlık paylaşımlar ve kısa güncellemeler için lütfen Dragonomi’nin X (Twitter) hesabına abone olun.